POSTERLER    
         
 
 

P-53

ARSLANTAŞ M.K, ÖZDEMİR H, CİNEL İ

 

MASİF TRANSFÜZYON SONRASI GELİŞEN KOAGÜLASYON BOZUKLUĞUNDA PROTROMBİN KOMPLEKS KONSANTRESİ KULLANIMI

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ANESTEZİYOLOJİ ANABİLİM DALI

GİRİŞ:
Masif kanama sonrası Eritrosit süspansiyonu (ES) , trombosit süspansiyonu (TS), taze donmuş plazma (TDP)ve kriyopresipitat ile replasman yapılsa bile pıhtılaşma faktörlerinin(özellikle Faktör VIIa ve fibrinojen) tam olarak yerine konamaması nedeniyle kanama devam edebilmektedir. Olgumuzda masif transfüzyon sonrası gelişen koagülasyon bozukluğunda protrombin kompleks konsantresi (PCC) kulanımı sunulmaktadır.

OLGU:
17 yaşında erkek hasta tuberoskleroz nedeniyle gelişen hidrosefali tedavisi için VP shunt operasyonu sonrasında nöbet geçirmesi ve bilincinin kapanması nedeniyle entübe edilerek yoğun bakım ünitemize kabul edildi. Yoğun bakım takibinde ateş yüksekliği (38,5 °C) ve transaminazlarda yükseklik(AST-ALT > 1000) saptanan hastada iskemik hepatit öntanısıyla tedavisi düzenlendi. Yatışının 4. gününden itibaren melena ve hematemez şeklinde GİS kanaması oldu hastanın kan sayımı ve koagülasyon profiline göre uygun sıvı ve ES replasmanı yapıldı. Kanamanın yerinin tespiti ardından sağ hemikolektomi yapılan hastanın preoperatif Hemoglobin (Hgb):3.5, Hematokrit (Hct):10.3, Trombosit (Plt):76000 olması üzerine 4 ünite ES, 8 ünite TS ve 5 ünite TDP verildi. Ağız ve burnundan fışkırır tarzda kanaması olması ve melenanın devamı üzerine 4 ünite TDP transfüze edilen hastanın masif kanaması devam etti, iv traneksamik asit (Transamin 250 mg) ve K vitamini yapıldı. Transfüzyon için yeterli donör ve kan ürünü temininde güçlük yaşandı ve hastaya PCC uygulamaya karar verildi ve Cofact 250 IE 10ml hastaya uygulandı. PCC kullanım sonrası kanaması devam eden hastada yapılan laboraratuvar incelemede Hgb:5, Hct:14.2, Plt:72000, PT:18.6, aPTT:34.4, INR:1.69, D-dimer:7.9, fibrinojen 1.88 olan hastanın 4 saat sonra kan değerlerinde Hg:3.7, Hct:10.5, Plt:82000, PT:23.8, aPTT:36.1, INR:2.34, D-dimer: 4.76, fibrinojen 1.75 olması üzerine acil duodenotomi, piloroplasti ve trunkal vagotomi operasyonuna alınarak kanama kontrol altına alındı.

TARTIŞMA:
Klinik olarak etkinliği gösterilmekle birlikte PCC'nin majör kanama ve kombine pıhtılaşma faktör eksikliklerindeki algoritmasında kullanımı hala net değildir. Olgumuzda ciddi karaciğer hasarı olması ve masif kan ürünlerinin transfüzyonuna rağmen kanaması devam etmesi ve kan ürünlerinin temin edilememesi üzerine PCC'ye tedavimizde yer verdik. Sonuç olarak; şiddetli hemoraji nedeniyle major abdominal cerrahi planlanan hastalarda masif transfüzyona rağmen yeterli koagülasyon restorasyonu sağlanamayan ve kan ürünü temininde zorluk yaşanılan acil durumlarda kanama tedavisi ve perioperatif profilaksi amacıyla PCC kullanılabilir.