POSTERLER    
         
 
 

P-5

GÜMÜŞ F, KAYALAR N, ERKALP K, SEVDİ S.M, ŞİNİKOĞLU S.N, KARATMANLI M, ERENTUĞ V, ALAGÖL A

 

HEMODİYALİZ KATETERİNİN GEÇ BİR KOMPLİKASYONU VENA KAVA SUPERİOR SENDROMU

BAĞCILAR EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESI ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON KLİNİĞİ
BAĞCILAR EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON KLİNİĞİ
BAĞCILAR EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KALP VE DAMAR CERRAHİSİ KLİNİĞİ

GİRİŞ:
Vena kava süperior sendromu(VKSS), subklavyan, brakiyosefalik, internal-eksternal jugular venlerin obstrüksiyonu sonucu meydana gelir. Yüz, boyun, kollarda şişme, siyanoz, dispne, gibi semptomlarla kliniğe yansır. %90'nından maliniteler sorumludur. Santral venöz kateter(SVK) gibi invaziv girişimlerle iyatrojenik VKSS görülebilir. SVK'ya bağlı trombüs ve stenoz özellikle diyaliz hastalarında yaygındır. Ancak, bu komplikasyonlara bağlı VKSS nadirdir. Bu sunumda, hemodiyaliz kateteri (HK) komplikasyonu sonucu gelişen VKSS'lu olgu sunulmuştur.

OLGU:
Yirmidokuz yaşında, iki yıldır kronik böbrek yetmezliği(KBY) tanısı mevcut bayan olgu, sağ kol ve yüzde şişme şikayetleriyle kardiyovasküler cerrahi kliniğine başvurmuş ve. tetkikler sonucunda sağ VKS oklüzyonu saptanarak operasyon öncesi değerlendirme için kliniğimize refere edilmiştir. Özgeçmişinde sezeryan sonrası gelişen kardiyomyopati ve KBY mevcut idi. Hemodiyaliz amaçlı, sağ internal juguler venden yerleştirilen çok sayıda HK'leri ve son 2 yıldır sağ arterivenöz fistül(a-vfistül) kullanılmıştı. Bir ay önce şikayetleri başlayan olguya, dış merkezde a-v fistülde ve sağ subklaviyan vende tromboz tanısıyla trombektomi uygulanmış, başarılı olunamamıştı. Sol internal juguler vene HK yerleştirilip diyaliz devam ettirilmişti. Fizik muyahanede, sağ üst eksremitelerde, boyunda, yüzde, sağ gözde ödem ve ses kısıklığı mevcuttu. Boyun ve çene altındaki ödem sebebiyle ağzı açılmadığından Mallampati değerlendirilemedi. Kulak burun boğaz kliniği, havayolunu açık olarak değerlendirildi. Akciğer filmi normal, trakea açık-sola deviye, elektrokardiyografi NSR, ekokardiyografide, EF%25 idi. Operasyona alınan olgu için, ödem sebebiyle güç ventilasyon ve entübasyon hazırlığı yapıldı. Rutin kardiak-invaziv monitorizasyon uygulandı. İndüksiyon sonrası ventilasyon-entübasyon sorunsuz gerçekleştirildi. Sternotomi yaklaşımıyla kardiyopulmoner bypassız sağ subklavian ven-sağ atrial greft bypass yapıldı. Beşinci saattte ekstübe edilen olgunun ödemli görününümü hızla geriledi, 6.gün taburcu edildi.

SONUÇ:
Ciddi bir komplikasyon olan VKSS'nun, tedavisi invazif cerrahidir. Çoklu kateter girişimleri, süresi, yeri, diyaliz gibi inflamasyona neden olan durumlar, SVK'ya bağlı trombüs oluşumu ve VKSS'nun gelişimini arttırmaktadır. Ultrasonografik görüntülemeyle yapılan işlemlerde trombüs insidansının daha az olduğu bildirilmiştir. Pratiğimizde perkütan yerleştirdiğimiz HK'lerinin, KBY'li olgular gibi riskli grupta rutin olarak ultrasonografi eşliğinde yapılmasının, travmatik, hayatı tehdit edebilecek komplikasyonları azaltabileceğini düşünüyoruz.