POSTERLER    
         
 
 

P-21

ILGAZKOÇYİĞİT Ö, İYİGÜN M, BİNBAŞ F.B, PEKDEMİRBİLGİN N, AYDIN Ü, ONAN B, BAKIR İ

 

ACİL AORT DİSSEKSİYONU OLAN PEDİATRİK VAKADA ANESTEZİ DENEYİMİMİZ

MEHMET AKİF ERSOY GÖĞÜS KALP VE DAMAR CERRAHİSİ EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON KLİNİĞİ
MEHMET AKİF ERSOY GÖĞÜS KALP VE DAMAR CERRAHİSİ EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ KARDİYOVASKÜLER CERRAHİ KLİNİĞİ

Giriş:
Akut aort disseksiyonu pediatrik populasyonda oldukça nadir olup özellikle konjenital kalp hastalığı, konnektif doku hastalığı ve ciddi travma ile gelişebilir. Bu yazıda 10 yaşında çocuk hastada akut aort disseksiyon cerrahisindeki anestezi deneyimimizi sunduk.

Olgu:
10 yaşında erkek çocuk hasta ani gelişen karın ağrısı ile başvurduğu dış merkezde aort disseksiyonu ön tanısı ile merkezimize gönderildi. 1,55 cm boyunda, 30 kg ağırlığında, BSA: 1.19; öyküsünde herhangi bir sistemik hastalığı yok, extremiteleri normalden uzun marfanoid görünümde idi. Kardiyovasküler cerrahi yoğun bakım ünitesinde preoperatif entübe edilip,transösefagial ekokardiografisi yapılıp, operasyona alındı. Anestezi indüksiyonu midazolam 0.1 mg/kg, rocuronyum 0.6mg/kg, fentanyl 1mcg/kg ile yapıldı. Rutin invaziv kardiak monitorizasyon uygulandı. %50-%50 O2-hava ve sevofluran 2 MAC ile idame sağlandı. Opioid analjezisi aralıklı devam edildi. İndüksiyonu takiben 30 mg ranitidin, 10 mg/kg metilprednisolon, bypass başlangıcında 10 mg/kg tiopental sodyum yapıldı. Hastaya axiller arter-femoral venöz yolla 20°C hipotermide suprakoroner greft implantasyonu yapıldı. Kardiyopulmoner Bypass, Aortik klemp zamanı ve Total sirkulatuar arrest süreleri sırasıyla 296dk, 221dk, 10 dk idi. Anestezi ve cerrahi süreleri sırasıyla 10 saat, 9 saat idi.Bypass süresince 800cc ultrafiltrasyon uygulandı. Aortik klemp kalkışını takiben spontan sinüs ritmi sağlandı. 32°C de inotrop desteğe başlandı. Bypass sonlandığında dopamin 5µg/kg/dk, dobutamin 5µg/kg/dk dozunda TA: 110/50 mmHg, KTA: 95/dk, SpO2:100 olarak entübe, tam monitorize kardiyovasküler cerrahi yoğun bakım ünitesine transfer edilip, mekanik ventilasyon desteği sağlandı. Takiplerimizde hastanın analjezisi sağlanarak, hemodinamisi stabil, diürezi iyi ve drenajı olmaması üzerine postoperatif 9.saat ekstübe edildi. Postoperatif 3.gün servise transfer edilen hasta, 9.gün şifa ile taburcu edildi.

Sonuç:
Hastamızın fiziki görüntüsü ile marfan sendromu olabileceği düşünüldü. Çocuk popülasyonda aort disseksiyonunun nadir görüldüğü ve daha çok konnektif doku hastalıkları ile birlikteliği değerlendirildiğinde diğer sistem tutulumları ile bu hasta grubunda entübasyon sürecinden itibaren dikkatli olunmalıdır. Preoperatif tam hazırlık, ekibin koordinasyonu, hemodinaminin yakın takibi ve olabilecek komplikasyonların yönetimi önemlidir.